YAZILARIM - Hanife GÜLSÜN


AŞKI YIPRATAN DAVRANIŞLAR

Yaşamımızda bizim için çok kıymetli olan bir çok şeyin değerini, çoğu kez onu kaybettiğimizde daha fazla anlarız. Bazen de nispeten kolay elde ettiğimizi düşündüğümüz kazanımlarımıza değer vermek ise bize külfet gelebilir. Yaşamın her anı nasıl değerli ise, hayatımız boyunca bize anlam katan, bizi biz yapan, birlikte yol aldığımız her varlık da değerlidir. Evlilik hayatı boyunca değerli olduğumuzu hissetmek yaşam kalitemizi arttırır. Evlilik kararını alırken güçlü duygularla, aşık olarak, sevgi dolu bir başlangıç yapmamız, bu duyguların bitmeyeceği anlamına gelmez. Tüm bu duyguları git gide yıpratan ve sonrasında yok eden davranışlar, başlangıçta küçük ve basit gibi görünse de evliliği bitirme noktasına taşıyabilir. Bu sebeple bu tür davranışlardan sakınmak, elimizde hali hazırda var olan mutluluğumuzu güçlendirecektir. Eşimizi değerli hissettirmenin kendi değerimizden kaynakladığını farkettiğimizde dünyamız güzelleşmeye başlayacaktır.


ZORLUKLARDAN SONRA YENİDEN DOĞMAK

Hayatımız aslında geçiş evrelerinden oluşur ve biz her evrede yeniden doğmayı öğreniriz. Dünyaya gelmemiz tüm insanlar için biyolojik açıdan benzer olsa da, hayatımızdaki tüm değişimler, tümsekler, başarılar, başarısızlıklar, beklenmeyenler, çöküşler, yükselişler bizi tekrar tekrar birbirimizden farklı olarak doğmaya mecbur bırakır. Tabi ki tüm değişimler yanında zorlukları ve yeni alışkanlıkları da getirir. Her değişimde kendimizi yeniden yapılandırırız. Ve bişeyler eskisine göre daha farklı hissettirebilir. Evliliklerde de bazen iç veya dış etkenler sebebiyle büyük sınavlar vermek zorunda kalabiliriz. Evlilik başlı başına yeniden doğma aşamalarından biri olduğu gibi, kendi içinde de belli kriz dönemleri ve aşmaya çalışacağımız engeller içerebilir. Bu süreç doğru yönetilip, tekrar düzlüğe çıkıldığında, eşimizle yeniden başladığımız hayatımızı, eskisine göre daha dayanıklı hale getirmiş oluruz. Birbirimizi daha iyi tanıdığımız, daha önce farketmediğimiz ve zorluklar karşısında ortaya çıkan güçlü yanlarımızı keşfettiğimiz bir zaman dilimi geçer elimize. Bunun değerini bilerek yola daha sağlam adımlarla devam edebilmek, hayatın bize sunduğu hediyelerden biridir kanımca...


İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDE GERÇEKTEN EVET MİDİR DAİMA?...

Sevdiğimizi, sevildiğimizi hissetmek, bir yuva hayali kurmak, evlilik hazırlıkları, düğün, hediyeler... Hepsi kulağımıza hoş gelen, içimizi ısıtan güzellikler gerçekten. Evlilik kararı, yaşamımızın önemli bir bölümünü ve geleceği etkileyen boyutta önemli bir karardır. İlişkimizin düzenli, uyumlu ve dengeli olması, evlilik kararının başlangıçta doğru verilmesiyle yakından ilişkilidir. Evlilik öncesi dönemde karşılıklı olarak, hislerimizi, düşüncelerimizi, farklılıklarımızı, benzerliklerimizi ve beklentilerimizi dürüst, samimi bir şekilde ifade ederek, gelecekteki iyi ve kötü günleri birlikte deneyimleme şansımızı arttırmış oluruz.


BEN DİLİ SEN DİLİ

"Ben" dili; kişinin bir durum karşısında duygu ve düşüncelerini açıklarken, karşısındakini suçlamadan, başkalarıyla ilgili yorum yapmadan, sadece kendi yaşantısını ifade etmesidir. Bazen cümlemizdeki özneyi bile değiştirmemiz, iletişimin daha akıcı bir boyuta taşınmasını sağlayabiliyor. Yukarıdaki örnek, bütün iletişim öğretilerinde rastlayabileceğimiz cümlelerden biri sadece. Aslında devamlı bilgi bombardımanına tutulduğumuz şu içinde yaşadığımız 'bilgi çağı' nda, öncelikli problemimiz 'bilmemek', 'öğrenmemek' değil. Bizi çıkmaza sokan kısım 'bildiklerimizi uygulayamamak' kanımca. Buradan yola çıkarak; cümlelerimizden başlayıp, duygu, düşünce ve yaşamımızda sorumluluğu alarak, kendimizle ve iletişim kurduğumuz tüm kişilerle gereksiz çatışmalardan arındırdığımız, çok daha verimli zamanlar geçirebileceğimizi söyleyebiliriz sanırım...


AŞKI YAŞATMANIN YOLLARI

Evlilik kararını verirken bizimle tamamen aynı düşünen, aynı şeylerden hoşlanan, hiç bir şekilde ayrı düşmeyeceğimiz bir insanı beklemek, biraz gerçek dışı ve hatta biraz da sıkıcı olabilir. Elbette her birey kendine özgüdür ve zaman içinde gelişerek yaşamını sürdürür. Evlilikte daima birey olduğumuzu hatırlayarak, eşimize de kendimize de saygı duyarak yol almak, hayatımızı başlangıçtan itibaren kolaylaştıracaktır. Kendimize özel anlara ihtiyaç duyduğumuzda karşılıklı özveride bulunmak, güç yarışına girmeden evliliğin kalitesine katkıda bulunmak, evliliği bir çıkar çatışması noktasına taşımadan, sadece mutlu olmak ve mutlu etmek için elimize geçen bir 'fırsat' olarak değerlendirmek, adına 'aşk' dediğimiz, bizi bağlayan o duyguyu yaşanabilir halde tutacaktır sanırım...


SAĞLIKLI AİLELERİN ÖZELLİKLERİ

Bir imza ile başladığımız yeni hayatımızda iki kişi olarak ailemizi kurmuş oluruz. Evimizdeki yeni eşya kokusu, yeni bir düzenin; halılarımızdan uçuşan pamukçuklar, daha önce yaşamadığımız yeni sorunların habercisi gibidir belki de... Evliliğin ilk anından itibaren eşlerin kendi düzen ve çözüm yollarını belirleyip uygulamaya çalışması, beraber olmak istedikleri tüm yıllar boyunca yol gösterici olacaktır. Bu noktada kişilik farklılıklarımızı bilip saygı göstermemiz, karşımızdakini değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi kabul etmemiz, bir anlaşmazlık durumunda saygılı bir üslupla kendimizi ifade etmemiz, çizdiğimiz mutluluk baloncuğumuzun sınırlarını yıpratmadan yeni çözüm noktaları bulmaya gayret etmemiz önemlidir.